Avusturya, Graz'da 5. Avrupa Tohum Toplantısı "Çeşitliliği
Özgürleştirelim!" diyerek toplandı. Toplantıda yirmiden fazla ülkeden
bitki çeşitliliğinin korunması, kullanımı ve dağıtılması üzerine
çalışan grup, sivil toplum örgütü, bahçıvan, ıslahçı, erkek ve kadın
çiftçi bir araya geldi.
Deklarasyonu yayan İmece evine ve yazıyı paylaşan Prof. Dr. Neşet Arslan 'a teşekkürler.
Her insan açlık çekmeden ve uygun şekilde beslenerek yaşama hakkına
sahiptir. Bu insan hakkı, verimli kaynaklara, özellikle tohuma erişme
hakkını kapsar.
Uzun dönemde, Gıda Egemenliği sadece yerele adapte edilmiş türler ve
kolektif bakıma dayanan ve bu çeşitliliği geliştiren kültürel bakımdan
zengin, ekolojik gıda üretimiyle sağlanacaktır.
Binlerce yıldır, dünyanın her yerinden insanlar, hayvan ve bitkisel
ürün çeşitliliği yaratmakta. Bu biyokültürel çeşitlilik gezegenimizde
karşılıklılığa dayanan bir süreç olarak insan ve doğa arasında, birçok
yerelde, göçebe çobanların hayvanlarını otlatmasıyla ve uzun bir
süreçte ortaya çıktı. Dünyadaki tüm insanların ve toplulukların temel
ihtiyacı olan ekmeğimiz ve gıda egemenliği için biyokültürel
çeşitlilik temeldir. İnsanın gıdaya erişim hakkı açısından temel
noktadır ve herkese ait olarak, kamu yararına kalmalıdır.
Biz çiftçilerin kendi hasatlarından tohum sağlama, çoğaltma ve dağıtma
haklarını savunuyoruz.
Çiftçi Hakları [¹] hakettiği saygıyı görmemektedir ve Avrupa tohum
mevzuatındaki yeni revizyonlar nedeniyle bu saygı daha da azaltılma
riskiyle ciddi bir şekilde karşı karşıya kalmıştır.
Uluslararası ticari tohum pazarının %67'sini halihazırda kontrol eden
on şirket, karlarını artırmak ve endüstriyel çeşitlerini dünyaya zorla
kabul ettirmek için kendi fikri mülkiyet haklarının genişletilmesini
talep etmekte. Yeniden ekilebilen çeşitler sistematik olarak pazardan
dışlanımakta. Ancak, gelecekte dünyayı en iyi şekilde besleyebilecek
türler bu şirketlerin ürünleri değil. Yerel düzeyde adapte edilmiş
türleri de kapsayan zengin çeşitliliğe sahip küçük çiftçilik
uygulamalarına ihtiyacımız var.[²]
Hatırlatırız ki; dünyadaki kadın ve erkek çiftçilerin dörtte üçü kendi
tohumlarını üretir, takas eder ve satar.
Buna rağmen Avrupa kanunları hala bu ata yadigarı ve bölgesel
çeşitleri, kontrol edilebilecek düzeyde küçük bir konuma çekmeye
çalışıyor.
Hayvan ve bitkilerdeki patentlerin, özellikleri ve genlerinin yanında,
bitki ve hayvan türlerinin ıslah yöntemlerinin patentlenmesinin
istisnasız yasaklanmasını ve şirketlerin biyoçeşitliliği kontrol
etmesinin engellenmesini talep ediyoruz. Dünya gıda üretimini sağlayan
kuruluşların sürekli yağmalanması durdurulmalı.
Avrupa gıda, ticaret ve tarım politikalarında köklü bir değişimin
yanısıra çiftçi haklarının Birleşmiş Milletler Uluslararası Tohum
Antlaşması'nda belirtildiği gibi uygulanmasıyla gerçek anlamda bir
değişim mümkün olacaktır.
Taleplerimiz:
* Kendi hasadımızdan tohum çıkarma, yeniden ekme, dağıtma ve satma
hakkı
* Yeniden ekilebilen (üretilebilen) çeşitleri muhafaza eden ve
yetiştirenleri destekleyerek tüm bölgelerde çeşitliliğin
geliştirilmesi
* Tarımda genetik değişim teknolojilerinin yasaklanması
* Hayvan ve bitkilerdeki patentlerin, özellikleri ve genlerinin
yanında bitki ve hayvan türlerinin ıslah yöntemlerinin
patentlenmesinin istisnasız yasaklanması
* Enerji yoğun endüstriyel üretim ve monokültür yerine biyoçeşitliliği
ve ekolojik üretimi destekleyen yeni bir tarımsal politika
Bu talepler Üye Devletler ve Avrupalı Kurumlara yöneltilmiştir.
5. Avrupa Tohum Ağı Toplantısı katılımcıları, Graz, Mart 2010
"Çiftçi Hakları" olarak belirtilen tanım içerisine bahçıvanları ve
bir şekilde toprağı ekip biçen herkesi dahil ediyoruz.
² IAASTD (Kalkınma için Tarımın, Bilimin ve Teknolojinin Uluslararası
Değerlendirmesi) raporunun sonucu