Bu blog Türkiye'de ve dünyada Etnobotanik konusundaki gelişmeleri paylaşmak amacıyla oluşturulmuştur. Etnobotanikle ilgili haberlere, projelere, kaynaklara ve duyurulara ulaşabilir, siz de kendi verilerinizi iletebilirsiniz.
Çarşamba, Aralık 15, 2010
Çarşamba, Ekim 06, 2010
Kuzey Doğa Derneği öncülüğünde Dr. Gary Martin, Doç. Dr. Çağan Şekercioğlu ve Dr. Füsun Ertuğ tarafından Kars'ta düzenlenen etnoekolojik metodlar kursuna Türkiye'den 10, Tacikistan'dan 4 ve Kırgızistan'dan 5 'öğrenci' katıldı. Gerçekte katılımcıların çoğu alan deneyimi olan, kendilerini daha da geliştirmek isteyen bilim insanlarıydı. Bu kurs, alışılageldiği gibi zamana karşı yarışan kurslardan olmadı. Gary'nin 'slow' felsefesiyle uyumlu esnek bir program içeriğiyle, paylaşımcı, keyifli ve öğretici bir hafta geçirdik.

Anadolu Kültür Vakfı, Christensen Fund, Kafkas Üniversitesi ve Kars Belediyesi'nin katkılarıyla Namık Kemal Kültür Evi'nde gerçekleştirilen ve bir hafta süren kursta etnobotanik ağırlıklı yöntemler tart

Son gün Namık Kemal Evi'nde gerçekleştirilen sergide paylaşılan gıdalar, resimler, el sanatları ürünleri sergilendi, sonra da hepsi paylaşıldı. Çevre gezilerinde Selim ilçesinde bir baharatçı- şifacı ile sohbet, Sarıkamışlı arıcılarla ilgili gözlem yapıldı ve Kuyucuk köyünde kabılca tarımına ilişkin bilgiler derlendi. Bir haftalık kursta herkes yeni dostluklar geliştirdi, bilgilerini yeniledi, tazeledi. Kursun tüm katılımcılarına yeni projelerinde motivasyon sağlaması, daha sistematik, çok disiplinli çalışmalara öncü olması en büyük dileğim.
Cagan Sekercioglunun paylastıgı fotografları görmek isterseniz: http://picasaweb.google.com/cagan1/2010KarsKuzeyDogaEthnobotanyCourseGaryMartinFusunErtug?authkey=Gv1sRgCPaxiqGz__n2FA#
Pazartesi, Haziran 07, 2010
Avusturya, Graz'da 5. Avrupa Tohum Toplantısı "Çeşitliliği
Özgürleştirelim!" diyerek toplandı. Toplantıda yirmiden fazla ülkeden
bitki çeşitliliğinin korunması, kullanımı ve dağıtılması üzerine
çalışan grup, sivil toplum örgütü, bahçıvan, ıslahçı, erkek ve kadın
çiftçi bir araya geldi.
Deklarasyonu yayan İmece evine ve yazıyı paylaşan Prof. Dr. Neşet Arslan 'a teşekkürler.
Her insan açlık çekmeden ve uygun şekilde beslenerek yaşama hakkına
sahiptir. Bu insan hakkı, verimli kaynaklara, özellikle tohuma erişme
hakkını kapsar.
Uzun dönemde, Gıda Egemenliği sadece yerele adapte edilmiş türler ve
kolektif bakıma dayanan ve bu çeşitliliği geliştiren kültürel bakımdan
zengin, ekolojik gıda üretimiyle sağlanacaktır.
Binlerce yıldır, dünyanın her yerinden insanlar, hayvan ve bitkisel
ürün çeşitliliği yaratmakta. Bu biyokültürel çeşitlilik gezegenimizde
karşılıklılığa dayanan bir süreç olarak insan ve doğa arasında, birçok
yerelde, göçebe çobanların hayvanlarını otlatmasıyla ve uzun bir
süreçte ortaya çıktı. Dünyadaki tüm insanların ve toplulukların temel
ihtiyacı olan ekmeğimiz ve gıda egemenliği için biyokültürel
çeşitlilik temeldir. İnsanın gıdaya erişim hakkı açısından temel
noktadır ve herkese ait olarak, kamu yararına kalmalıdır.
Biz çiftçilerin kendi hasatlarından tohum sağlama, çoğaltma ve dağıtma
haklarını savunuyoruz.
Çiftçi Hakları [¹] hakettiği saygıyı görmemektedir ve Avrupa tohum
mevzuatındaki yeni revizyonlar nedeniyle bu saygı daha da azaltılma
riskiyle ciddi bir şekilde karşı karşıya kalmıştır.
Uluslararası ticari tohum pazarının %67'sini halihazırda kontrol eden
on şirket, karlarını artırmak ve endüstriyel çeşitlerini dünyaya zorla
kabul ettirmek için kendi fikri mülkiyet haklarının genişletilmesini
talep etmekte. Yeniden ekilebilen çeşitler sistematik olarak pazardan
dışlanımakta. Ancak, gelecekte dünyayı en iyi şekilde besleyebilecek
türler bu şirketlerin ürünleri değil. Yerel düzeyde adapte edilmiş
türleri de kapsayan zengin çeşitliliğe sahip küçük çiftçilik
uygulamalarına ihtiyacımız var.[²]
Hatırlatırız ki; dünyadaki kadın ve erkek çiftçilerin dörtte üçü kendi
tohumlarını üretir, takas eder ve satar.
Buna rağmen Avrupa kanunları hala bu ata yadigarı ve bölgesel
çeşitleri, kontrol edilebilecek düzeyde küçük bir konuma çekmeye
çalışıyor.
Hayvan ve bitkilerdeki patentlerin, özellikleri ve genlerinin yanında,
bitki ve hayvan türlerinin ıslah yöntemlerinin patentlenmesinin
istisnasız yasaklanmasını ve şirketlerin biyoçeşitliliği kontrol
etmesinin engellenmesini talep ediyoruz. Dünya gıda üretimini sağlayan
kuruluşların sürekli yağmalanması durdurulmalı.
Avrupa gıda, ticaret ve tarım politikalarında köklü bir değişimin
yanısıra çiftçi haklarının Birleşmiş Milletler Uluslararası Tohum
Antlaşması'nda belirtildiği gibi uygulanmasıyla gerçek anlamda bir
değişim mümkün olacaktır.
Taleplerimiz:
* Kendi hasadımızdan tohum çıkarma, yeniden ekme, dağıtma ve satma
hakkı
* Yeniden ekilebilen (üretilebilen) çeşitleri muhafaza eden ve
yetiştirenleri destekleyerek tüm bölgelerde çeşitliliğin
geliştirilmesi
* Tarımda genetik değişim teknolojilerinin yasaklanması
* Hayvan ve bitkilerdeki patentlerin, özellikleri ve genlerinin
yanında bitki ve hayvan türlerinin ıslah yöntemlerinin
patentlenmesinin istisnasız yasaklanması
* Enerji yoğun endüstriyel üretim ve monokültür yerine biyoçeşitliliği
ve ekolojik üretimi destekleyen yeni bir tarımsal politika
Bu talepler Üye Devletler ve Avrupalı Kurumlara yöneltilmiştir.
5. Avrupa Tohum Ağı Toplantısı katılımcıları, Graz, Mart 2010
"Çiftçi Hakları" olarak belirtilen tanım içerisine bahçıvanları ve
bir şekilde toprağı ekip biçen herkesi dahil ediyoruz.
² IAASTD (Kalkınma için Tarımın, Bilimin ve Teknolojinin Uluslararası
Değerlendirmesi) raporunun sonucu
ETNOBOTANİK ATELYESİ 2010
Nezahat Gökyiğit Botanik Bahçesi (NGBB), Kütüphane Binası
Dr. Füsun Ertuğ
Program:
29 Mayıs 2010 Cumartesi
10:00-11:00 Sunum 1: Bir kültür değeri olarak etnobotanik. Etnobotanik nedir?
11:15-12:30 Katılımcıların kendilerini tanıtımı, nerede, nasıl, ne amaçla etnobotanik araştırması yapmak istediklerini anlatmaları. Daha önce bu alanda araştırma yapanların nerede, ne süre çalıştıklarını, nerede yayınlayabildiklerini, kısaca karşılaştıkları sorunları aktarmaları.
12:30-13:30 Öğle yemeği (NG Botanik Bahçesinde kısa bir tur)
13:30-15:00 Sunum 2: Alan Araştırma Tekniklerine genel bir bakış.
15:00-15:30 çay molası
15:3016:00 Dr. Rıdvan Polat- ‘Havran ve Burhaniye’de Etnobotanik Çalışmalar’ konulu sunum.
16:30-17:30 Sorular, düşünce ve öneriler.
30 Mayıs 2010 Pazar
9:30-10:30 Sunum 3: Türkiye’de etnobotanik ve Kızılkaya-Aksaray, Bodrum-Muğla ve Buldan-Denizli etnobotanik araştırmaları. Yöntemler, bulgular, saydam gösterisi.
10:30- 11:30 Botanikçi olmayanlar için bitki presleme teknikleri, NGBB Herbaryumunu ziyaret. Herbaryum sorumlusu Salih Kanoğlu sunumu.
11:30-11:45 Çay molası
11:45- 12:30 Buldan’da Bitkiler ve Yaşam konulu eğitim filmi.
12:30-13:30 Öğle yemeği (Türkiye’de ve dünyada Etnobotanik konulu yayınlardan seçmeler- Kütüphanede sergi)
13:30-14:00 Doç. Dr. Ayşe Mine Özkan& Gülru Hotinli: ‘Küre Dağları’nda Kadim Bilgi’nin Peşinde’ konulu ortak sunum.
14:00- 15:00: Sunum 4: Bir etnobotanik yayında olması gereken unsurlar. Toplanan verileri değerlendirme konusunda deneyimler, yaklaşımlar.
15:00-15.30 Çay molası
15.30-16:00 Yard. Doç.Dr. Ernaz Altundağ: ‘Iğdır'da Bitkilerle Yaşama
Genel Bir Bakış’ konulu sunum.
16:00 -18:00 Uygulama*-Tartışma-Değerlendirme.
Çarşamba, Nisan 21, 2010
DIGITAL ATLAS OF ECONOMIC PLANTS YAYIMLANDI
http://www.plantatlas.eu/ea.php

Pazar, Nisan 18, 2010
9 Nisan Cuma sabahı Tohum Ağı grubundan Tracy Lord Şen, Berin Ertürk, Tamay Açıkel ve Alev Çağlar ile Esenlerde buluştuk. Metro Seyahat'in Crazy Holidays Otobüsüyle İskeçe'ye (Xanti) hareket ettik.


Ertesi sabah kahvaltıdan sonra yürüyerek yakındaki festival alanına gittik. Henüz üzerinde bir ev





Cumartesi, Nisan 17, 2010

XIII. OPTIMA TOPLANTISI
22-26 Mart 2010 ANTALYA
Akdeniz ülkelerinden 200 botanikçi Prof. Dr. Tuna Ekim tarafından düzenlenen OPTIMA kongresi için Antalya'da toplandı. Kongrede 55 sözlü bildiri yanında (11'i Türkiyeden) 146 poster bildiri sunuldu, son çalışmalar paylaşıldı. Nurhan Atasoy açılışta Osmanlı Bahçeleri üzerine nefis bir sunum yaptı. Fatih Orbay ve Dr. Ali Bilginer'in doğa belgesel ve fotoğraflarıysa büyüleyiciydi. Gembos Yaylası'na yapılan gezide kardelen, çiğdem, müşkürüm ve anemon gibi geofitleri yerinde gördük, fotoğrafladık. Etnobotanik konusundaki gelişmeler de bir tek benim sunumumla sınırlı kalmadı. Bu alanda yeni çalışmalar posterlerde kendini gösterdi.
Balıkesir Üniversitesi'nden Rıdvan Polat 2010'da tamamladığı etnobota

Yine Balıkesir yöresinden Mihriban

Etnobotanik alanında sunum yapmamakla birlikte, İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'nde yeni tamamladığı etnobotanik konulu doktora çalışmasıyla Dr. Ernaz Altundağ benim için bu kongrenin yıldızlarındandı. Memleketi olan Iğdır'da bir doktora çalışmasının sınırlarını zorlayarak gerçekleştirdiği çalışmaya kısaca bakmak bile nefesimi kesti. Saptadığı kullanımların çoğu literatüre ilk kez girecek, ayrıca bulgularını sadece Doğu Anadolu'daki çalışmalarla değil Türkiye'de yapılmış pek çok çalışmayla kıyaslayarak sıkı bir analize de girişmiş. Tezinin yayınlanmasını heyecanla bekliyorum.
Çarşamba, Şubat 03, 2010

Ayvalar ayıklanıp soyulur ve sert kısımları temizlenir. Dilimlenip ya da rendelenip haşlandıktan sonra iyice ezerek soğumaya bırakılır. Bir tencereye bir ölçü şekere bir ölçü püre haline getirilmiş ayva konularak sürekli karıştırılarak kaynatılır. Yaklaşık 40 dakika-bir saat kadar karıştırıldıktan ve rengi kırmızıya döndükten sonra, karışımın kenarları tencereden ayrılmaya başladığında bir tepsiye (pişirme kağıdı yayılırsa daha kolay ayrılıyor) dökülür. Ayıklanmış bademler birkaç santim arayla yerleştirilir ve kurumaya bırakılır.
